Allston

Lorem ipsum dolor sit amet, vix ea veritus delectus. Ignota explicari.

a

Contact

231 East 22nd Street, Suite 23 New York NY 10010

Email: office.ny@ratio.com
Fax: +88 (0) 202 0000 001

İnsan Beyni ile Emniyet Kontrol Cihazları Arasındaki Benzerlikler

Endüstriyel otomasyon sistemlerinde emniyet, insan hayatını korumak ve üretim sürekliliğini sağlamak açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, emniyet kontrol cihazları (safety PLC’ler), tehlikeli durumları algılayıp uygun tepkiler vererek sistemlerin emniyetini sağlar. İlginç bir şekilde, bu cihazların çalışma prensipleri, insan beyninin tehlikeleri algılayıp tepki verme süreçleriyle benzerlik göstermektedir. Bu makalede, insan beyni ile emniyet kontrol cihazları arasındaki bu benzerlikler teknik açıdan incelenecektir.

1.Duyu Organları ve Giriş Sinyalleri

İnsan vücudu, çevresel bilgileri duyu organları aracılığıyla algılar. Örneğin, gözlerimiz bir tehlikeyi (örneğin yaklaşan bir araç veya üzerinize koşan bir köpeğin varlığı) algıladığında, bu bilgi sinir sistemi aracılığıyla beyne iletilir. Benzer şekilde, endüstriyel sistemlerde kullanılan sensörler (örneğin ışık perdeleri, alan tarayıcıları, acil durdurma tertibatları), çevresel değişiklikleri algılayarak emniyet kontrol cihazlarına sinyal gönderir.


2.Karar Verme Mekanizması: Beyin ve Emniyet Kontrol Cihazları

İnsan beyni, duyu organlarından gelen sinyalleri değerlendirerek çeşitli kararlar verir. Bu süreçte refleksler ve öğrenilmiş tepkiler önemli rol oynar. Endüstriyel sistemlerde ise bu karar verme işlevi kontrol cihazları tarafından gerçekleştirilir. Ancak burada kritik bir fark vardır: standart PLC’ler, yalnızca üretim süreçlerini yönetmek üzere tasarlanmışken, emniyet kontrol cihazları (safety PLC’ler), insan, makine ve çevre emniyetini sağlamak üzere özel olarak geliştirilmiştir.

Emniyet kontrol cihazları, standart PLC’lerden farklı olarak, kendi içerisinde farklı üreticelere ait çift kontrolcülü bir yapıya sahiptir. Bu iki kontrolcü, sahadan gelen sinyalleri bağımsız şekilde işleyip sonuçları karşılaştırarak olası bir uyumsuzlukta sistemi emniyetli duruşa geçirir. Bu yapı, içsel arızaların anlık tespiti ve fail-safe davranışın sağlanması için kritik önemdedir. Emniyet kontrolörleri, yüksek hata toleransı ve uluslararası emniyet standartlarına (EN ISO 13849-1, IEC 62061) uygunluklarıyla, üretim değil emniyet odaklı tasarlanmış sistemlerdir.

Bu mimari, EN ISO 13849-1, IEC 62061 ve IEC 61508 gibi emniyet standartlarının gerektirdiği PL (Performance Level) veya SIL (Safety Integrity Level) gibi seviyelere ulaşabilmek için zorunlu hale gelmiştir.

Konu hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabilmek adına “Emniyet otomasyonu ile standart otomasyon arasındaki fark nedir” adlı blog sayfasından detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

3.Çıkış ve Aksiyon: Kaslar ve Aktüatörler

İnsan beyninden gelen sinyaller, kaslara iletilerek fiziksel hareketlerin gerçekleşmesini sağlar. Örneğin, tehlike algılandığında bacak kasları harekete geçerek kaçma tepkisi oluşturur. Emniyet kontrol cihazları da benzer şekilde, çıkış sinyalleri aracılığıyla motorlar, valfler veya diğer aktüatörleri kontrol eder. Bu sayede, tehlikeli durumlarda makinelerin durdurulması veya güvenli moda geçirilmesi sağlanır.

4.Sonuç

İnsan beyni ile emniyet kontrol cihazları arasındaki benzerlikler, mühendislerin emniyetli otomasyon sistemleri tasarlarken biyolojik sistemlerden ilham alabileceğini göstermektedir. Her iki sistem de çevresel bilgileri algılayıp değerlendirerek uygun tepkiler verir. Emniyet kontrol cihazlarının gelişmiş mimarileri, endüstriyel sistemlerde güvenliği artırmakta ve insan hayatını korumada önemli bir rol oynamaktadır.